MİGRENİ TETİKLEYEN 7 BESİN


Migren binlerce yıldan beri bilinen bir hastalık olup nörolojik, gastrointestinal ve otonom değişikliklerin çeşitli kombinasyonlarda eşlik ettiği birincil, epizodik bir baş ağrısıdır. Migren, sadece baş ağrısı değildir. Otonom sinir sisteminden kaynaklanan bio-elektriksel bir hastalıktır. Atak sırasında, otonom sinir sisteminin temel işlevleri olan damar-sindirim-dolaşım geçici aksar. Baş ağrısı, bulantı, kusma, ışık, ses, koku hassasiyeti en belirgin şikâyetlerdir. Sıradan bir baş ağrısı olmayıp tedavisi mümkün nörolojik bir hastalık olan migren, doktora en fazla başvurulan rahatsızlıklardan biridir.
 Dünyada olduğu kadar ülkemizde de yaygınlık gösteren migren giderek artan bir yaygınlık göstermektedir. Dünyada migren 240 milyon bireyi etkilemekte ve bu bireylerin yaklaşık 1,400’ü her yıl migren atakları geçirmektedir.
Migren kadın ve erkeklerde aynı oranda görülmez. Migren sıklığının kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2 kat daha fazla ve migren atak şiddetinin daha güçlü olduğu ifade edilmiş.
Migrenin başlama yaşıyla ilgili farklı veriler elde edildiyse de İstanbul’da yapılan bir çalışmada migrenin başlama yaşı kadınlarda yaklaşık 22,7 yıl olarak tespit edilmiştir. Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır. Kadınların yaklaşık % 20'sinin, erkeklerin ise % 8'inin migrenli olduğu bilinmektedir. Migren baş ağrısı, zonklayıcı ya da keskin olarak özellikle şakak bölgesinde sabit olur. Memorial Hastanesi Nöroloji Bölümü uzmanları kişilerin yaşamını kabusa çeviren migren ve migrenin tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi..
Migrenin tipik özellikleri 4-72 saat sürebilen ve genellikle tek taraflı orta veya ağır şiddetli olan ve tekrarlayan şekilde görülen bir baş ağrısı bozukluğu olmasıdır. Genellikle fiziksel aktiviteyle şiddetlenir, bulantı, ışık ve yüksek sese karşı hassasiyet oluşur. Yapılan bir araştırmada sese karşı hassasiyet (%91,3) ve bulantı (%74,8) en sık belirtilen semptomlar olmuştur.
Migren ve beslenme arasında birtakım ilişki vardır. Besinler içerdikleri bazı maddelerin damar büzücü veya damar geniletici etki yapmasıyla sinir yollarını etkileyerek ağrı oluşturabilmektedir. Migren ataklarını etkileyen besinleri şu şekilde sıralayabiliriz.


Çikolata
Günümüz hayatın en yaygın tüketilen besinlerinden olan çikolatanın içeriğindeki teobromin, kafein ve feniletilamin gibi biyojenik aminler nedeniyle migren ataklarını arttıran besinler arasında görülür.


Alkollü İçecekler
            Alköllü içeceklerin migren hastalarında yapmış olduğu ağrı atakları içeceğin türüne göre değişse de temelde yapılan araştırmalarda alkollü içeceklerin baş ağrısını tetiklediği görülmüştür.
Çay, Kahve, Kola
Kafein beslenme düzenimiz içerisinde yer alan çikolata, kola, kahve ve çay gibi besinlerde sıkça rastlanır. Vazokonstrüktor etkiye sahiptir. Yapılan araştırmalarda çay, kahve tüketen bireylerde oluşan baş ağrısının migrenile ilişkili olduğu görülmüştür.
Yapay Tatlandırıcılar
Aspartam besinlerin tatlandırılması için en sık kullanılan tatlandırıcılardan biridir. Aspartam’ın migrenle ilişkisi tam olarak kesinleşmemiş olmasına rağmen bazı bireylerde migren ataklarını tetiklediği görülmüştür.
Peynir
Peynir migren hastaları tarafından çok tercih edilmeyen ve içeriğindeki tiramin nedeniyle migreni tetiklediği düşünülen bir besindir. İçeriğindeki tiramin düzeyi yüksek olan peynirler ise eski peynir, kaşar peynir, gömü peynir gibi.
Yağlı ve Kızarmış Yiyecekler
            Yağlı besinler migren atakları duyarlılığını arttırabilmektedir. Yapılan çalışmalarda yağ ve yağlı besin tüketenlerin migren ataklarının daha sık yaşandığı görülmüştür.
İşlenmiş Etler
           Tütsülenmiş, kurutulmuş ve işlenmiş etlerde bulunan nitrit, nitrat gibi koruyucu maddelerin migren ataklarını arttırdığı düşünülmektedir. Bu tür besinler örnek olarak sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etler gösterilebilir.

Besinlerin migrenle ilişkilerinin yanında açlık durumunun da migren ataklarını arttırdığı bir gerçektir. Öğün atlama, düzensiz beslenme gibi nedenlerden dolayı yaşanan hipoglisemi sonucunda migren ataklarının arttığı görülür. Bu nedenle öğün düzeni sağlanmalı, ara öğünler takviye edilmeli.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

FRUKTOZ ŞURUBU VE SAĞLIK?

OBEZİTE – STRES İLİŞKİSİ